Sysmex Turkey
Menu

Sözlük

A
B
C
D
E
F
G
H
I
J
K
L
M
N
O
P
Q
R
S
T
U
V
W
X
Y
Z

0 - 9

3 parçalı diferansiyel

Lökositlerin önden üç alt popülasyona ayrılması. Otomatik hücre ayrımının temel avantajı hız ile yüksek doğruluk ve hassasiyettir:  100 hücrelik manuel diferansiyel sayımının aksine, otomatik analizörler ortalama 15.000 hücre/örnek sayar.
Sysmex lenfosit, nötrofil ile monosit, bazofil ve eozinofilden oluşan karma popülasyonu birbirinden ayırt eder. Diğer teknolojilerde, ayrım genellikle lenfosit, monosit ve karma granülosit popülasyonu şeklindedir. Nötrofillerin monositlere kıyasla enflamasyon ve enfeksiyöz hastalıkların daha erken göstergeleri olmaları nedeniyle ayrı bir nötrofil popülasyonunun belirlenmesi avantajlıdır.

5 parçalı diferansiyel

Lökositlerinin periferik kanda belirli konsantrasyonlarda fizyolojik olarak bulunan beş majör alt popülasyon halinde tam ayrımı: lenfositler, monositler, eozinofiller, bazofiller ve nötrofiller. 5 parçalı diferansiyel analizörlerin daha az bulunan hücre tiplerini de (monositler, eozinofiller ve bazofiller) ayrı ayrı sayma özelliği önemli bir gelişmedir.
Mutlak sayımlar daha bilgilendirici olduğundan sonuçlar toplam WBC sayımının yüzdeleri ve mutlak sayımlar olarak raporlanır: Hastalık halinde, oranlar bozulur ve bu nedenle mutlak değerlerin yokluğunda yüzdelerin önemi yoktur.
3 parçalı diferansiyel teknolojisinden temel farkı, hücre tanımlamasının yalnızca hücre büyüklüğü yerine immatür ve anormal hücrelerin tespitine olanak tanıyan ve hastalardaki olası hastalıkların sebebinin belirlenmesini sağlayan üç boyutlu analize dayanmasıdır.
Yeni otomatik hematoloji analizörleri altıncı bir popülasyon olarak immatür granülositleri (IG) sınıflandırabilmekte ve bunları toplam WBC sayımının yüzdesi olarak ve mutlak sayım olarak raporlayabilmektedir.

6 parçalı diferansiyel

‘6 parçalı diferansiyel’ terimi genelde klasik 5 parçalı diferansiyel ve ayrıca altıncı lökosit alt popülasyonu olarak immatür granülosit (IG) kantifikasyonunu ifade eder. Sysmex’in XN-L serisi ve XN serisi analizörleri, rutin olarak IG sayımını bir tanı parametresi olarak raporlar: toplam WBC sayımının yüzdesi olarak ve mutlak sayım olarak.

A

Aged Sample Identifier

The use of the Aged Sample Identifier (a software feature that needs to be activated) on XN-Class analysers allows a reliable differentiation of samples with abnormal WDF scattergrams into truly pathologic samples or aged samples. This application effectively prevents false-positive flagging, especially with the ‘Blasts/Abn Lympho?’ flag, which leads to a smear rate reduction for such samples. It saves the effort spent on samples that are only old and allows focusing on the pathologic samples needing attention. Sysmex recommends using the Aged Sample Identifier in laboratories experiencing workflow challenges due to a high proportion of aged samples.

Akıllı

Sysmex laboratuvar çözümleri, gömülü yazılım konseptiyle akıllı bir şekilde kontrol edilir. Bu sayede fiziksel örnekle veri iş akışı arasında uyumlaştırma ve standardizasyon sağlanmış olur. Üstelik, ağınız birden çok konumu kapsasa bile, tek bir sistemden birden çok çalışma alanına kadar.
Ancak, yazılımın yanı sıra çok daha fazlasını da sunuyoruz: örneğin Sysmex Akademi hizmetleri, dijital eğitim ve yerinde eğitim atölye çalışmaları ve danışmanlık hizmetleri.

Albumin (ALB)

Albümin, karaciğerde sentezlenen ve kanda bulunan küçük bir çözünebilen proteindir. Albümin, kanda en bol miktarda bulunan proteindir ve önemli bir bağlama ve taşıma proteini olarak görev görür. Böbrekler doğru çalıştığında, albümin gibi önemli ögeleri kanda tutar. Sağlıklı kişiler günlük olarak sadece düşük düzeylerde proteini idrar yoluyla atar. Bunun aksine, albüminüri idrarda daha uzun süre daha büyük miktarların (>30 mg/24 s) mevcut olduğu patolojik bir durumdur. Bu anormal durum nefropatinin erken tespiti için kullanılabilir. (Mikro-)albüminürinin erken teşhis edilmesi ciddi böbrek hasarını önleyebilir veya geciktirebilir.

anemi

Anemi genellikle hemoglobin (HGB) seviyesinin normal alt sınırının altına düşmesi olarak tanımlanır. Aneminin varlığını veya yokluğunu gösteren değerler hem cinsiyete hem de yaşa bağlıdır. Hematokrit (HCT), anemide benzer şekilde düşen ilgili bir parametredir. Anemi, hastalıktan ziyade bir semptomdur; tedavinin başarılı olması için açıklığa kavuşturulması gereken birçok neden bulunmaktadır.

araştırma parametreleri

Diyagnostik/raporlanabilir parametrelere ek olarak ve bu parametrelerle birlikte, sonuçların uygunluğunu doğrulamak ve tanı bulgularını kesinleştirmek için laboratuvarda özel kullanıma yönelik, tanıyla ilgili bilgiler sunan parametrelerdir. Söz konusu parametre sonuçları doğrudan sözgelimi servislere veya klinisyenlere iletilmemekle birlikte bu parametrelerin raporlanabilir/diyagnostik parametrelerle ilişkili tanısal sonuçları doğrudan iletilebilir. Söz konusu parametre sonuçları doğrudan sözgelimi servislere veya klinisyenlere iletilmemekle birlikte bu parametrelerin raporlanabilir/diyagnostik parametrelerle ilişkili tanı sonuçları doğrudan iletilir.

B

Bakteriler

Sağlıklı idrarda genelde bakteri bulunmaz. Ancak, idrar örneği steril koşullar altında toplanmadığı takdirde veya kişi idrar yolları enfeksiyonu geçiriyorsa bir miktar bakteri bulunabilir. Bakteriler hücre duvarı bileşimine göre Gram-pozitif ve Gram-negatif bakteriler olarak ayırt edilebilirler. Hücre duvarının türüne bağlı olarak, farklı antibiyotiklere duyarlıdır.

Bazofiller

Bazofiller, granülosit kategorisine ait, periferik kanda en az bulunan lökositlerdir. Eozinofiller gibi, bazofil sayısındaki artış, her zaman olmasa da genelde alerji veya parazitik enfeksiyon belirtisidir. Mast hücreleri ile birlikte kemotaksi veya hücre adhezyonu gibi kompleks süreçlerde efektör hücreler olarak işlev gösterirler ve alerjik reaksiyonlar sırasında immünomodülatör rolü oynarlar.

Beyaz kan hücreleri

Beyaz kan hücreleri olarak da adlandırılan lökositler, immün sistemin hayati parçalarıdır. Vücudun enfeksiyonlara ve yabancı istilacılara karşı korunmasına yardımcı olur. WBC'ler yuvarlaktır ve granülosit olmaları durumunda granüledir. Bir eritrositin çapının yaklaşık 1,5 ila 2 katı ölçüsündedir. İdrarda en sık görülen WBC tipi nötrofiller (bir başka deyişle, nötrofilik granülositler) iken, lenfositler veya eozinofiller (eozinofilik granülositler) idrardaki nadir bulgulardır. Sağlıklı idrarda az sayıda WBC mevcut olabilir, ancak artmış sayımlar üriner sistemde enflamasyon veya enfeksiyonu işaret edebilir.

Bilgi işlem ünitesi

Sysmex analizörlerini çalıştıran/yönlendiren yazılım bileşeni (donanım dahil). XN Serisinde IPU, "analiz" adımı için bir dizi standart uygulama sunmaktadır. Bu uygulamalar gelişmiş işlevsellikler içinGenişletilmiş IPU uygulamaları ile. birleştirilebilir.

Bilirubin (BIL)

Bilirubin hemoglobinin yıkımı sırasında oluşur ve daha çok eski eritrositlerin retiküloendotelyal sistemde parçalanması sırasında salınır. Ardından albümine bağlanır ve kan yoluyla karaciğere taşınır.
Plazmada konjuge bilirubinin konsantrasyonunu artıran patolojik süreçler de idrarda bilirubin seviyelerinin artmasına yol açabilir, örneğin karaciğer hücrelerinde nekroz, fibroz ve şişme gibi.

Birincil idrar

Birincil idrar, renal korpüsküller tarafından filtrelenen kan plazmasının fraksiyonudur. Böbreklere ulaşan muazzam kan miktarı ve çok sayıda glomerüler filtrasyon birimi nedeniyle, vücut günlük yaklaşık 150 litre birincil idrar üretir. Birincil idrarın yaklaşık %99'u tübül epiteli tarafından yeniden emilerek günlük sadece 1,8 l idrar vücut dışına atılır. Birincil idrarın bileşenleri, protein içermeyen kan plazmasının bileşimine karşılık gelir.

Böbrekler

Böbrekler renal sistemde yer alan, fasulye şeklindeki iki organdır. Su ve elektrolit dengesinin düzenlenmesi ve metabolik atık ürünlerin (örneğin, üre, ürik asit ve amonyak), ilaçların ve toksik maddelerin filtrasyonu ve eliminasyonu gibi temel fonksiyonları yerine getirirler. Böbrekler ayrıca eritrositlerin üretimine yardımcı olan hormonlar salgılar (eritropoietin hormonu, EPO aracılığıyla), tansiyonu düzenler (renin üretimi aracılığıyla) ve kemik sağlığını destekler (kalsidiolün kalsitriole dönüştürülmesi yoluyla kalsiyum emilimi).

Bronkoalveolar lavaj sıvısı

Genellikle veteriner örneklerine yönelik, vücut sıvısı örnek materyali türü.

C

CAPD fluid

Continuous ambulatory peritoneal dialysis (CAPD) is a dialysis involving the continuous presence of dialysate in the patient’s peritoneal cavity. CAPD fluid is analysed in order to rule out infection, which is the most common problem with peritoneal dialysis.

CBC-O

A new concept optionally embedded in the Extended IPU that becomes active if interferences in the measurement of red blood cells or related parameters (e.g. MCHC) are detected. This refers, for example, to cold agglutination, haemolysis or hypo-osmolarity. The algorithm delivers conclusive information about the cause of interference, suggests the replacement of the affected parameters with their counterparts from the RET analysis and automatically recalculates the RBC indices. In doing so, CBC-O relieves the laboratory by automating the workflow for certain problematic samples.

çoğaltılabilirlik

İmpresizyon ile ilgili: kontrol kanının başka operatör, başka lotlar, başka laboratuvar gibideğiştirilmiş koşullar altında yapılan tekrarlı seri ölçümü.

D

Destek Yöneticisi

Tüm XN analiz sisteminin performans izlemesine yönelik yazılım bileşeni: işletim ortamını koruyan bir uygulama ve bakım ihtiyaçlarını ve teknik performans denetimini sağlayan başka uygulamalar vardır.

Digital imaging

dijital morfoloji

Yapay sinir ağı teknolojisinden yararlanarak, boyalı hücreleri görüntü yakalama ve tanıma ile kan yaymasından veya sitospin slaytından ayırt etmek için kullanılan teknoloji/yöntem.  Validasyon veya ek sınıflandırma için yüksek çözünürlüklü hücre görüntüleri ekrana verilir; bu durum sonuçların online aktarımına ve diğer uzmanların başvurmasına olanak tanır.

diyot lazer

DM

'Dijital morfoloji'nin ve aynı zaman da CellaVision AB tarafından üretilen DM serisi analizörlerin de kısaltılmış halidir.

E

empedans

Empedans teknolojisi (DC), zıt yüke sahip iki elektrot arasında oluşturulan bir elektrik alanının hücreleri saymak ve büyüklüğünü belirlemek için kullanılabileceği prensibine dayanır.

Kan hücreleri elektrik yönünden zayıf iletkenlerdir. Hücrelerin sayım sırasında içinde bekletildikleri diluent (reaktif) iyi bir elektrik iletkeni olan izotonik bir solüsyondur. Sonuç olarak, diluent içinde askıda bekletilen hücreler elektrotların arasındaki bir apertürden (dar açıklık) geçerken her bir hücre elektrotların arasındaki elektrik yolunun empedansını (direncini) anlık olarak artırır.  Her hücre kendi büyüklüğüyle (hacim) orantılı bir elektriksel darbe (puls) oluşturur.

Eozinofiller

Farklı enzimleri içeren granüllerle dolu olmaları nedeniyle eozinofiller granülosit kategorisinde yer alır. Hareket edebilir ve partikülleri fagositize edebilirler (yutabilirler). Parazitleri belirli sitotoksik enzimleri salgılayarak öldürmeleri ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarında rol oynamaları nedeniyle, yüksek eozinofil sayısı muhtemelen parazit enfestasyonu veya alerjiyle ilişkilidir. Bazı neoplazi tiplerinde de görüldüğünden eozinofili malign hastalıkların da işaretçisi olabilir.

Epitelyal hücreler

‘Epitelyum’ belirli yüzeylerin çevresini saran selüler doku için kullanılan genel bir terimdir. İdrar yolları içinde, farklı epitelyal hücre türleri vardır: skuamöz (Squa. EC) ve skuamöz olmayan epitelyal hücreler (Non SEC). Skuamöz olmayan hücreler de tranzisyonel (Tran. EC) ve renal tübüler epitelyal hücreler (RTEC) olarak ikiye ayrılır.
Skuamöz epitelyal hücreler (Squa. EC) büyük, düz, düzensiz biçimdeki hücrelerdir. Bu hücreler küçük bir merkezi çekirdek ve bol miktarda sitoplazma içerir. Hücre kenarı genelde katlanmıştır ve hücre yuvarlanarak bir silindire dönüşebilir. İdrarda skuamöz epitelyal hücreler bulunması normaldir. Üretranın alt ucundan ve örnek alımı sırasında idrarın temas ettiği ciltten gelirler. Dolayısıyla, kötü koşullarda alınan orta akım idrar örnekleri için tipik bir kontaminasyonu da gösterebilirler.
Tranzisyonel epitelyal hücrelerin (Tran. EC, ürotelyal hücreler) boyutu ve biçimi kaynaklarına göre değişiklik gösterir. Üretranın üst bölümünden, üreterlerden veya renal hilumdan gelirler. İdrarda düşük sayıda tranzisyonel hücre bulunması normaldir.
Renal tübüler epitelyal hücreler (RTEC) lökositlerden biraz daha büyüktür ve büyük, yuvarlak bir çekirdekleri vardır. Düz, küp şeklinde veya sütun olarak görülebilirler. İdrara, nefronların tübül sisteminden girebilirler. İdrarda RTEC varlığı böbrek sorunlarını gösterir.

Eritrosit dağılım genişliği

Eritrosit (RBC) büyüklüğündeki değişiklik derecesiyle ilgili bilgi sunan otomatik bir parametre:  Her bir eritrositin büyüklüğünün ne kadar değişken olduğuna dair kantitatif bir ölçüdür. Bu, RDW-SD ve RDW-CV değeri olarak sunulur.
Büyük RDW, mikroskop altında incelendiğinde anizositoz olarak adlandırılan her bir RDC büyüklüğündeki anormal değişimi gösterir.  RDW, benzer eritrosit indekslerine sahip anemilerin ayırt edilmesine yardımcı olur.

eritrosit indeksleri

Eritrosit hücreleriyle bağlantılı CBC parametreleri MCV, MCH ve MCHC yaygın olarak eritrosit indeksleri olarak adlandırılırlar. RDW ile birlikte, indeksler hastadaki olası anemi nedenlerini sınırlandırmak için kullanılır. MCH ve MCHC'nin eritrositlerin mikrositik hale gelmesinden önce düşmesi nedeniyle MCHC erken bir hassas belirteçtir.

Erythrocyte sedimentation rate (ESR)

A common, traditional laboratory test serving as a sensitive, yet non-specific marker of inflammation. It can serve to aid diagnosis, and manage and follow-up various autoimmune diseases, acute and chronic infections and tumours. The ESR is also used as a marker of the 'general physical condition' assessed together with the patient's clinical history and physical examination. Automated analysis of the ESR is facilitated with the XN Interrliner module, which can also be integrated into XN-9000/9100 configurations 'Sorting & Archiving' or 'Maximum Workload' including the tube-sorting process.

Extended Inflammation Parameters

A set of haematological inflammation parameters that quantify and characterise particular lymphocytes (RE-LYMP, AS-LYMP) and the activation status of neutrophils (NEUT-GI, NEUT-RI). These diagnostic parameters provide additional information about the activation of the patients’ immune response and help clinicians monitor inflammatory conditions in more detail. They become available with licence activation on XN systems via XN-DIFF measurement. The use of WPC is of extra value here as it excludes malignancies reliably.

F

Floresans akış sitometrisi

Her üç majör hücre çizgisinin özel floresans belirteçleriyle supravital olarak etiketlenmesinden ve bir akış hücresinde lazer ışınına maruz bırakıldıktan sonra tespit edilip ayırt edildikleri, X Sınıfı ve XN Sınıfı diferansiyel hematoloji analizörlerinde kullanılan Sysmex teknolojisi.

florokrom

Diğer yapılara bağlanabilen ve floresans fenomeni gösteren kimyasal bileşik: belirli bir dalga boyundaki ışıkla uyarımdan sonra, molekül tarafından biraz daha uzun dalga boyunda ışık çıkartılır.  Molekülün içindeki elektronlar uyarım ışığı enerjisini (örn. lazer ışını) absorbe eder, daha üst enerji seviyesine yükseltilir ve kısa bir süre içinde başlangıç seviyesine geri iner. Aynı anda fazla enerjinin büyük bir kısmını ışık şeklinde çıkartırlar. Enerjinin küçük bir kısmı termal enerji olarak çıkartılır, bu nedenle yayılan ışığın dalga boyu uyarım dalga boyundan daha uzundur (enerjisi daha düşüktür).  Uyarım için uygun olan dalga boyları ve çıkartılacak dalga boylarının hangisi olduğu florokromun özelliklerine bağlıdır.
Yayılan floresans ışığının ölçülebilmesi nedeniyle florokromlar spesifik hücre bileşenlerinin (örn. nükleik asitler) etiketlenmesinde kullanılırlar. Dedektör olarak genellikle bir foto çoğaltıcı kullanılır.  Floresans ışığının şiddeti hücre içi RNA ve/veya DNA gibi spesifik bir bileşen miktarıyla orantılı olduğundan bu, florokromların bu hücre bileşenlerinin kalitatif ve kantitatif analizine olanak tanıyarak söz konusu hücre bileşenleri için belirteç işlevi görebilecekleri anlamına gelir.

Fluorescence

Full blood count

G

gelişmiş klinik parametreler

Seçili Sysmex hematoloji analizörlerindeki genişletilmiş parametreler: IG, RET-He, IPF, NRBC, Genişletilmiş Enflamasyon Parametreleri, XN Kök Hücreleri; bu parametreler klasik hematoloji analizinin ötesine geçen bir katma değer ve klinik anlayış oluşturmak için temel sunar.

Genişletilmiş IPU

İş akışı standardizasyonu ve denetimi ile örnek, sipariş ve veri akışının senkronizasyonuna yönelik yazılım bileşeni (ör. gelişmiş, kural bazlı teknik validasyon). XN serisindeki Genişletilmiş IPU özelliği, 'analiz öncesi', 'analiz' ve 'analiz sonrası’ gibi geniş bir aralığı kapsayan standart ve isteğe bağlı uygulamalar, ayrıca hem teknik ve biyomedikal validasyon araçlarını hem de iş akışı optimizasyon araçlarını içeren 'çalışma alanı yönetimi’ sunar.

Glikoz

Sağlıklı bir kişinin idrarında sadece eser miktarlarda şeker, yani glikoz görülür. Glikoz metabolizmasındaki bir anormallik nedeniyle kan şekeri seviyesi yükseldiğinde idrarda glikoz görülür. İdrarda glikoz belirlenmesi, diyabet gibi bozuklukların erken tespitinde yüksek tanı değerine sahiptir.

Glomerüler filtrasyon

Glomerüler filtrasyon idrar üretimindeki ilk aşamadır. Böbrekler bu ilk süreci, aşırı sıvıyı ve atık ürünleri vücuttan atmak üzere kandan filtrelemek için kullanır.
Renal korpüsküller, kılcalların duvarlarına uygulanan basınç gradyanı sayesinde dakikada yaklaşık 1l kan filtreler. Sonuçta glomerüler kapsülde elde edilen ve su, glikoz, amino asitler, ürik asit, üre, elektrolitler vb. içeren filtrat "glomerüler filtrat" veya "birincil idrar" olarak bilinir.

Glomerüler filtrasyon hızı

‘Glomerüler filtrasyon hızı’ (GFR), dakika başına renal glomerüler kılcallardan filtrelenerek Bowman kapsülüne giren sıvı hacmidir. Sağlıklı yetişkinlerde, GFR yaklaşık 125 ml/dk'dır (yani her gün yaklaşık 150 l birincil idrar oluşur) ve böbrek fonksiyonunun önemli bir göstergesidir.

Gömülü yazılım konsepti

İş akışı kontrolünü, kurala dayalı validasyonu, sistem hizmetlerini, birçok disiplin veya konum genelindeki ayrı cihazlardan veya çözümlerden ağ oluşturulmasını kapsayan, tek bir uyumlu kullanıcı arayüzü tasarımına sahip, farklı entegre parçalardan (IPU, Genişletilmiş IPU, Uzak/Web parçaları) oluşan, tek bir uyumlu kullanıcı arayüzü dizaynına sahip, modüler ve ölçeklenebilir yazılım sistemi. Hematoloji için, koagülasyon ve idrar analiz cihazları/çalışma alanları.

Granülositler

Sitoplazmadaki granül varlığıyla karakterize, bir miyeloid lökosit kategorisidir. Granülositler nötrofil, eozinofil ve bazofillerden oluşur. Mononükleer lökositlerin (lenfositler ve monositler) aksine polimorfonükleer lökositler grubunu oluştururlar. Sysmex XN Serisi ve birkaç X Sınıfı analizörünün vücut sıvısı modlarında, 'PMN' parametresi yukarıda sözü edilen granülositik hücreleri kapsayacak şekilde bildirilir. Mononükleer hücreleri kapsayan 'MN' parametresiyle birlikte mevcut enfeksiyon veya BOS (beyin-omurilik sıvısı) numunelerinde olduğu gibi enflamasyonun nedenine ilişkin fikir edinilmesini sağlar.

H

HbA1c (glycated haemoglobin A1c)

A long-term monitoring parameter used to control diabetics' medical status. It has become a frequently ordered test in medical labs nowadays because of the increase in lifestyle diseases such as diabetes. Automated HbA1c testing is facilitated with the Tosoh HLC-723 G11 Analyser, which can also be integrated into XN-9000/9100 configurations 'Sorting & Archiving' or 'Maximum Workload' including the tube-sorting process.

Hemoglobin

Hemoglobin, eritrositlerde demir içeren kırmızı kan pigmentidir ve vücuda oksijenin taşınabilmesini sağlar. İdrarda hemoglobin tespiti, yükselen hemoglobin düzeylerinden ya da örnekte eritrosit varlığından kaynaklanır. Bu parametrenin yüksek değerleri, yaralanmalar, kristaller, glomerülonefrit, böbrek taşı veya idrar yolları enfeksiyonları için önemli bir semptomdur.

Hidrodinamik odaklanma

Hücre/partikül sayımını optimize etmek üzere hematoloji ve idrar analizörlerinin içerisinde kullanılan Sysmex teknolojisi;  hücrelerin/partiküllerin karışmasını veya dolaşımını önlemek üzere çevreleyen sıvı vasıtasıyla hücreler ve partiküller akış hücresine veya tespit ünitesine girdikten sonra ayrılıp hizalanır.
Süspansiyon sıvısı içinde hızlı akselerasyona maruz bırakıldıklarında başta RBC şekil değiştirir. HDF sayesinde, hızlanma derecesi anlamlı şekilde düşer, böylelikle gerçek hücre özellikleri daha yakından yansıtılır.

hipokromik

Histogram

Histogramlar (bir diyagram tipi) her bir hücrenin, empedans apertüründen geçerken oluşturduğu puls yüksekliğinden yararlanılarak tespit edilen boyutunun grafiğinin çizilmesiyle veya ileriye veya yanlara saçılan ışık veya floresans gibi kayıtlı hücreler tarafından oluşturulan ve daha sonra sırasıyla çapraz kesitli alan boyutu, iç hücre yapısı karmaşıklığı ve nükleik asit içeriği gibi başka hücre özelliklerinin göstergesi olan diğer sinyallerin grafiğinin çizilmesiyle oluşturulur.
Birden fazla hücre popülasyonu birlikte değerlendirilip görüntülenebilir (örn. genellikle RBC ve PLT; 3 parçalı diferansiyel analizörlerde trimodal WBC dağılım eğrileri).  Bu iki veya daha fazla sayıda farklı hücre popülasyonu birbirinden "boyut diskriminatörleri" adlı ayırıcılar ile ayırt edilir.

Hücre işlevselliği

Sysmex’in XN sınıfı hematoloji analizörleri, akıllıcı tasarlanmış bir reaktif sistem yardımıyla, özellikle morfolojik perspektiften karar vermenin güç olduğu vakalarda hücrelerin işlevlerine göre ayırt edilmesine olanak verir. Hücre işlevselliğinin tespiti, hücrelerin kendine özgü lipid membran bileşimine dayalıdır ve matür ve immatür hücrelerin, ayrıca reaktif ve malign hücrelerin birbirinden ayırt edilmesine olanak verir.
XN analizörlerin benzersiz reaktifleri, şunlar hakkında çıkarımda bulunmaya olanak sağlar:
1.    bir hücrenin matüritesi,
2.    bir hücrenin malignitesi,
3.    bir hücrenin aktivasyon durumu.

I

Idrar akış sitometrisi

İdrar hücrelerinin ve partiküllerin özel floresans belirteçleriyle etiketlenmesinden ve bir akış hücresinde lazer ışınına maruz bırakılmasından sonra tespit edilip sınıflandırıldığı, UX ve UF Serisi idrar tahlil analizörlerinde kullanılan Sysmex teknolojisi.

Immatür granülositler

Floresans akış sitometrisi, matür emsallerine kıyasla daha fazla nükleik asit içeriğine sahip olmaları nedeniyle, immatür hücrelerin tanımlanmasına olanak tanır.  Bu, immatür granülositlerin (IG) sayımını WBC diferansiyeline göre farklı bir popülasyon olarak ekler. Bu IG sayımına promiyelositler, miyelositler ve metamiyelositler dâhil olmakla birlikte bant hücreler dâhil değildir.

IG varlığı, ani post-partum dönemi ve 3 günlükten daha küçük yeni doğanlar dışında daima patolojiktir. Otomatik IG sayımının hassasiyetinin manuel mikroskopi sayımından çok daha üstün olması, hastaların seri izlenmesi için ideal hale olmasını ve böylelikle çok sayıda çalışan gerektiren manuel sayımı ortadan kaldırmasını sağlamaktadır.

immün akış sitometrisi

Yüzey özelliklerinin ayrımı yoluyla hücrelerin antikor aracılı akış sitometrik analizidir; terim jenerik olarak "immün fenotipleme"den daha fazla kullanılır ve trombosit sayımına ilişkin referans yöntemini (CD41/61'e karşı antikorların kullanıldığı) tanımlamak için kullanılabilir; XN Serisi üzerindeki Sysmex PLT-F uygulamasının trombosit sayımı bununla mükemmel bir korelasyon gösterir.

immün fenotipleme

Yüzey özelliklerinin ayrımı yoluyla hücrelerin antikor aracılı akış sitometrik analizidir; terim çoğunlukla lösemi ve lenfoma gibi WBC bozukluklarının diferansiyel tanısı kapsamında mutlak WBC ayrımı için kullanılır.
Trombositlerle bağlantılı olarak kullanıldığında aktivite durumu, vb. dahil kapsamlı analiz anlamına gelir.

IPF (immatür trombosit oranı)

işaret parametreleri

Temel parametrelere ek olarak ve bu parametrelerle birlikte, sonuçların uygunluğunu doğrulamak ve tanı bulgularını kesinleştirmek için laboratuvarda özel kullanıma yönelik, tanıyla ilgili bilgiler sunan parametrelerdir.  Söz konusu parametre sonuçları doğrudan sözgelimi servislere veya klinisyenlere iletilmemekle birlikte bu parametrelerin temel parametrelerle ilişkili tanısal sonuçları doğrudan iletilebilir.

ışık saçılımı

Bir nesne ışık demetine girdiğinde, ışık yönünü değiştirir. Bu olaya ışık saçılımı denir ve 0 - 360 derece arasındaki tüm açılarda oluşur.  Saçılan ışığın belirlenmesi nesnenin boyutu ve niteliği hakkında bilgi sunar.
Özellikle ileri yönde ışık saçılımı (düşük açılı ışık saçılımı) nesnenin boyutuyla ilgili bilgi verir. Boyutunun dışında, ileri yönde ışık saçılımı nesnenin şeklinden ve kırılma indeksinden etkilenir. Bu ışık sinyalinin tespiti genellikle hızlı foto diyot ile yapılır.
Yanlara saçılan ışık (geniş açılı ışık saçılımı) nesnenin iç niteliği hakkında bilgi sunar.  Hücrelerde ise yanlara saçılan ışık granüllerin varlığından veya yokluğundan etkilenir. Şiddeti ileri yönde ışık saçılımına kıyasla  onun üstü  değerleriyle ifade edilecek şekilde daha zayıf olduğundan bu ışık sinyali için dedektör olarak hassas bir foto çoğaltıcı gereklidir.

K

Ketones (KET)

İdrardaki ketonlar vücutta artan yağ parçalanmasını gösterir. Bu durum karbonhidratlardan yeterince enerji sağlanmamasından kaynaklanabilir. Yağ asitlerinin parçalanması sırasında, karaciğerde 'keton cisimleri' (asetoasetik asit, s-hidroksibütirik asit ve aseton) adlı aracı bileşikler oluşur. Ketonlar yağ parçalanması arttığında idrarda tespit edilebilir ve diyabette metabolik dekompansasyonun kontrol edilmesinde özellikle önemlidir.

kılıf akışı

Kırmızı kan hücreleri (eritrositler)

Eritrositler dolaşım sistemi içinde gezinerek vücudun dokularına oksijen taşır. Yuvarlak, pürüzsüzdür ve kırmızı renktedir. Eritrositler bu bozulmamış biçimde görünüyorsa, bunlara izomorfik veya ömorfik denir ve glomerulustan gelmez. Eritrositler zarar görürse, bunlara dismorfik eritrositler denir. Böbreğin glomerüler yapıları içinden geçtiklerinde deforme olurlar, ancak bu durum idrara uzun süre maruz kaldıklarında da meydana gelebilir. Patolojik dismorfik eritrositlere ait terim 'akantositlerdir'. Var olmaları, glomerülonefrit gibi glomerüler bir hastalığı gösterebilir.
İdrarda birkaç eritrosit varsa, bu normal olarak değerlendirilebilir. Buna karşın, yüksek sayıda eritrosit, yaralanmalar, kristaller, böbrek taşı veya idrar yolları enfeksiyonlarının varlığını gösterebilir.

Kısa dönüş süresi

Tek, acil numunelerin anında ölçümüne olanak tanıyan fonksiyon.

Klinik anlayış

Tanı ve tedavi/izleme için parametrelerin veya parametre kombinasyonlarının katma değerini ifade eder ve sadece kanıtlanmış bulgulara dayanır.

Kreatinin

Kreatinin, kaslardaki kreatin fosfatın bir yıkım ürünüdür ve kişinin kas kütlesine bağlıdır. Kreatinin normalde oldukça sabit bir hızda üretilir (günde yaklaşık 1 g kreatinin salgılanır). Bu nedenle, kreatinin konsantrasyonu, değişken dilüsyonlar gösteren spontan olarak boşaltılan idrar örneklerinin sonuçlarını daha tutarlı bir şekilde yorumlamak için kullanılabilir.

Kristaller

Kristaller idrarda birçok farklı şekil alabilir. İnorganik tuzlar veya organik bileşikler gibi idrarda çözünen maddeler çökeldiğinde oluşurlar. Çoğu zaman, hastada metabolik bozukluklar, taş oluşumu ('ürolityaz' olarak da adlandırılır) olmadığı veya ilacın düzenlenmesi gerekmediği takdirde kristaller klinik bulgu olarak anlamlı değildir. Bu bağlamda en önemli kristaller sistin, tirosin, lösin ve kolesteroldür.

Kümülatif puls yüksekliği

Sysmex'in hematokrit (HCT) ölçme yöntemi.  HCT; eritrositlerin toplam veya kümülatif hacminin toplam kan hacmine oranına ilişkin bir ölçüm parametresidir.  l/l birimiyle kesir şeklinde veya yüzde değeri olarak ifade edilir.
Sysmex analizörlerinde HCT değeri her bir hücre puls yüksekliğinin kümülatif değerinden, empedans teknolojisinden yararlanılarak elde edilir. Bu nedenle diğer bazı teknolojilerde olduğu gibi doğrudan ölçülür ve hesaplanmaz.

L

Lökosit esteraz

Lökosit esteraz, lökositler tarafından – daha kesin belirtmek gerekirse, granülositlerde – üretilen bir enzimdir. Lökosit esteraz tespiti, granülositik lökositlerin varlığını ortaya koyar. Bu parametrenin yüksek değerleri, eferent idrar yolu ve böbreklerin enflamatuar hastalıklarının önemli bir semptomudur.

Lymphocytes

Lymphocytes originate from the lymphoid lineage (as opposed to the myeloid lineage). Lymphoid cell development is not restricted to the bone marrow and takes place in primary and secondary lymphoid organs.

Lymphocytes defend the organism against infection by distinguishing the body’s own cells from foreign ones. Molecules recognised by the body as foreign are known as antigens. Each lymphocyte is only stimulated by one specific antigen. When lymphocytes recognise this antigen, they produce chemicals to fight it.

There are three main types of lymphocytes: B lymphocytes, T lymphocytes and natural killer (NK) cells. Lymphocytes belong to the mononuclear white blood cells. Although compared to other white blood cells all lymphocytes are small and round without granules, there is a large variety of different subtypes, and distinguishing between them morphologically is tricky.

Reasons for an increased lymphocyte count include infection or inflammation, as well as certain types of malignancies, especially haematological malignancies. Despite giving an absolute and relative lymphocyte count, several flags on Sysmex analysers can point to suspicious lymphocytes for which, if present, a follow-up test should be performed.

M

makrositik

Maya benzeri hücreler

Maya benzeri hücreler pürüzsüz, renksiz ve genelde yumurta biçimindedir. Çift kırılmalı duvarlara sahiptir, farklı boyutlarda görülür ve genellikle tomurcuklanma gösterirler. İdrarda en yaygın olarak bulunan maya tipi Candida albicans'tır. İdrardaki maya hücreleri ciltle ilgili veya vajinal kontaminasyonlardan kaynaklanabilir veya mikotik idrar yolları enfeksiyonlarını gösterebilir.

MCDh (mikro kromatik hematoloji tespiti)

Kan yaymalarını boyayan RAL Stainer ve RAL yarı otomatik boyama aygıtlarının içinde kullanılan, RAL Diagnostics firması tarafından üretilen, metanol içermeyen boya reaktiflerinin marka adı.

MCH

Her eritrosit hücre başına düşen ortalama hemoglobin miktarı RBC ve HGB değerlerinden yararlanılarak hesaplanır. MCH [pg] = HGB/RBC. MCH'nin normal referans aralığa yaşa bağlıdır. Hücrenin büyüklüğü büyük oranda hemoglobin içeriğine göre belirlendiğinden MCH değeri MCV ile orantılı olma eğilimi gösterir.
Normal MCH değerine sahip hücreler normokromik olarak adlandırılırken düşük veya yüksek değerlere sahip olanlar hipokromik veya hiperkromik olarak adlandırılır. Düşük MCH değeri hücrelerin yetersiz üretime bağlı olarak çok az HGB içerdiğini gösterir. Mikroskop altında incelendiklerinde soluk renkte görünmeleri nedeniyle bu tür hücreler hipokromik olarak adlandırılır.

MCHC

Ortalama hücre hemoglobin konsantrasyonu HCT ve HGB değerlerinden yararlanılarak hesaplanır ve eritrositteki HGB miktarının hücre miktarına oranını gösterir. MCHC [g/dL] = HGB/HCT. MCHC normal referans aralığı yaşam boyunca kayda değer ölçüde sabittir ve minimal değişkenlik beklentisiyle genelde çok dar bir aralığa sahiptir.

MCHC, normo-, hipo- ve hiperkromik eritrosit popülasyonlarını tanımlamak için de kullanılır. Çok az HGB içeren hücrelerin rengi daha açık olup, MCHC değerleri düşüktür. MCHC değeri klinik nedenlere bağlı olarak nadiren yükselir ve bu durum ancak hücreler sferositik (membran kaybından ötürü) veya önemli derecede susuz ise meydana gelir. Bu hiperkromik eritrositler, hücre hacmindeki azalma nedeniyle, her bir eritrosit için olağanüstü yüksek hücre içi HGB konsantrasyonu sergilerler.

MCHC yaygın olarak bir analizörün teknik performansını izlemek için kullanılır.

MCV

Ortalama hücre hacmi RBC ve HCT'den yararlanılarak hesaplanır. MCV [fL] = HCT/RBC. MCV'nin normal referans aralığı yaşa bağlıdır. 'Normositik', 'mikrositik' ve 'makrositik' terimleri normal, düşük ve yüksek MCV'li eritrosit popülasyonlarını tanımlamak için kullanılır.
RBC'nin büyüklüğü HGB içeriğine bağlı olduğundan, hemoglobinin üretilememesi normal hücrelerden daha küçük hücrelere, eritrosit mikrositozuna yol açar.  Kemik iliğindeki RBC öncül hücrelerin oranı azaldığında makrositik hücreler oluşur.

Mesane

Mesane ('idrar torbası' veya 'idrar kesesi' olarak da adlandırılır), idrar boşaltımı yoluyla dışarı atılmadan önce böbreklerden gelen idrarı toplayıp depolayan içi boş musküler bir organdır. Genişleme kabiliyeti yüksek (veya elastik) bir organdır. Tipik bir yetişkin mesanesi, idrara çıkma gereksinimi oluşmadan önce 300 ile 500 ml arasında idrarı tutsa da, çok daha fazlasını tutabilir.

mikrositik

modülerlik

XN konseptinin modülerliği ihtiyaca özel çözümlere olanak tanır. Bu, verimlilik değerleri, klinik değerler, profesyonel hizmetler ve benzeri için geçerlidir.

Monositler

Monositler lenfositler gibi mononükleer hücrelere ait olmakla birlikte hücrelerin kemik iliğinde üretildiği miyeloid soyundan çıkarlar. Monositler immün yanıt yönünden önemli rol oynarlar. Hızla enfeksiyon bölgelerine hareket eder ve bir immün yanıtı tetiklemek için makrofaj ve dendritik hücreler halinde farklılılaşırlar. Monosit-makrofaj sistemindeki hücreler yabancı partikülleri içine çeker ve parçalayarak daha sonra yüzeylerine gönderebilecekleri antijenlere dönüştürür. Otomatik monosit sayımları, monositlerin toplam lökosit sayısına oranı olarak veya mutlak sayım olarak kullanılabilir. Monosit sayısındaki artış kronik enflamasyon veya enfeksiyon gibi çeşitli hastalıkların belirtisi olabileceği gibi kronik miyelomonositik lösemi gibi malign hastalıkların da belirtisi olabilir.

Monositoz İş Akışı Optimizasyonu

Genişletilmiş IPU’ya entegre edilmiş MWO, reaktif monositozla malign kökenli olduğu şüphesi bulunan monositozu birbirinden ayırmaya yarayan bir konsept sunar. MWO konsepti, hem gereksiz kan simir incelemesi sayısını azaltmaya hem de CMML’nin tespit edilmesini optimize etmeye ve sonuçta laboratuvar iş akışını önemli ölçüde geliştirmeye yardımcı olur.

mutlak sayım

Sysmex analizörlerinde kullanılan kan hücresi sayım prensibi: kan hücrelerinin sayımı belirli bir kan miktarında oluşan puls sayısından yararlanılarak belirlenir. Bu yöntemin avantajı son kullanıcı kalibrasyonu gerektirmemesidir.

N

Nefron

Nefron, böbreğin mikroskobik yapısal ve fonksiyonel filtreleme birimidir. Her böbrek, kanı temizleyen ve kan dolaşımının bileşenlerini dengeleyen bir milyonun üzerinde nefrondan oluşur. Nefron ise bir renal korpüskül, sofistike bir renal tübül sistemi ve ilgili kılcal damar ağından oluşur.
Nefronlar glomerüler filtrasyon, tübüler reabsorpsiyon ve sekresyon yoluyla aferent arteriyollerin sağladığı kanı işlemden geçirir. Filtrat (birincil idrar), 'idrar' olarak adlandırılan nihai ürüne dönüştürülmeden önce nefronun farklı bölümlerinde birçok süreç gerçekleşir.

Neutrophils (Neutrophilic granulocytes)

Neutrophils belong to the category of granulocytes. They play an important role in immune defense and are the first immune cells to arrive at a site of infection – usually within an hour. This happens through a process known as chemotaxis. Neutrophils can phagocytise other cells such as bacteria, which seem harmful to the organism. Yet they will not survive the act themselves. Pus consists mainly of dead neutrophils and digested bacteria. The absolute and relative neutrophil count can provide some information for diagnosis and monitoring of infections and is also taken into account during chemotherapy. An increased neutrophil count can also be found physiologically in non-pathological situations, e.g. after stress or in smokers.

Nitrite (NIT)

Nitrit, nitratın indirgenmesi sonucunda oluşur. İdrar yolları enfeksiyonlarına (İYE) neden olan çeşitli bakteriler, nitratı nitrite dönüştüren enzimler üretir. İdrarda nitrit varlığı bakteriyel enfeksiyonun (bakteriüri) dolaylı bir doğrulamasıdır. Escherichia coli, Enterobacter, Citrobacter, Klebsiella ve Proteus türleri gibi idrar yolları enfeksiyonlarına yol açabilen yaygın mikroorganizmalar üriner nitratı nitrite indirgeyen enzimler üretir.
Negatif NIT test strip sonucu idrar yolları enfeksiyonu olasılığını ortadan kaldırmaz, çünkü nitrit üretmeyen bakteriler mevcut olabilir. Bu nedenle, nitrit, İYE için spesifik olsa da hassas değildir. Ayrıca, bakteri çoğalması güçlü olduğunda, nitrit nihayetinde nitrojene indirgenebilir ve bunun neticesinde örnekte kalan nitrit düzeyleri tespit limitinin altında kalabilir.

normokromik

normositik anemi

Normositik anemi düşük RBC üretimi, yüksek RBC yıkımı veya kan kaybından kaynaklanabilir. RBC sayısı düşük olmakla birlikte hücre boyutu ve hücrelerdeki HGB miktarı normaldir.

O

ölçeklenebilirlik

XN konseptinin ölçeklenebilirliği ihtiyaca özel çözümü muhafaza ederek çözümün güncellenmesine olanak tanır. Bu, verimlilik değerleri, klinik değerler, profesyonel hizmetler ve benzeri için geçerlidir.

Özgül ağırlık

Üriner özgül ağırlık, idrarda çözünen maddelerin konsantrasyonuna bağlıdır. Özgül ağırlık, suya kıyasla idrar yoğunluğunun oranını ölçer ve böbreğin idrarı yoğunlaştırma yeteneği hakkında bilgi verir. Özgül ağırlık değerleri 1,010 g/ml idrar değerinin altında düşerse, hücreler normal koşullardan (1,010 ila 1,030 g/ml) daha az çözünmeye girer.

P

pH

pH, hidrojen iyonu konsantrasyonuna göre bir maddenin ne kadar asidik ya da alkalin olduğunu gösterir. İdrar sürekli olarak asidik veya alkalin ise, bu asit-baz dengesinin bozulduğunu gösterebilir. Sürekli alkalin pH değerleri idrar yolları enfeksiyonunu işaret eder. Mikroskop için, 7'nin üzerindeki pH düzeylerinin normal (hafif asidik ile neredeyse nötr arası) koşullar altındakine göre daha hızlı çözünebildiğini akılda bulundurmak önemlidir.

Plateletcrit (PCT)

Hematokrit eşdeğeri (anlam bakımından) trombosit parametresidir, ancak MPV ve PLT sayımlarından yararlanılarak hesaplanır (PCT = MPV x PLT).

PLT-F

Spesifik floresans etiketleme sayesinde, XN Serisi analizörlerde trombosit ölçümü yapmak üzere klinik değer APP opsiyonel olarak sunulur; yüksek hassasiyet ve doğruluk da trombositopenik aralık dâhilindedir.  Referans yöntemi (CD41/61) ile oldukça iyi bir korelasyon olduğu kanıtlanmıştır.

PLT-F ayrıca trombopoietik kemik iliği aktivitesini yansıtan immatür trombosit oranını da (IPF) belirler; bu özelliği trombositopeninin ve olası nedenlerinin araştırılmasında özellikle faydalı olmasını sağlar.

polimetin

Sysmex hematoloji ve idrar analizi cihazlarında (Sysmex özel kullanımı), ışık kaynağı olarak yarı iletken lazer ile florokrom belirteçleri gibi supravital hücre etiketlemede kullanılan bir bileşik grubu (yaygın endüstriyel kullanımlarının yanı sıra).

Söz konusu bileşikler birçok yönden avantajlıdır:  Maksimum absorpsiyon düzeyleri gerçek lazer dalga boyuna göre ayarlanabilir, hücre ve çekirdek geçirgenlikleri özelleştirilebilir ve nükleik asitler gibi spesifik hücre bileşenleriyle afinitesi gerektiğinde  ‒  moleküler yapıdaki değişiklikler yoluyla oluşturulabilir. Polimetinler mükemmel bir sinyal-parazit oranı sergiler, sulu atık içinde kolayca parçalanır ve mutajenite yönünden diğer nükleik asit bağlayıcı florokromlara göre daha güvenlik oldukları açıklanmıştır.
Sysmex'e ait X Sınıfı ve XN Serisi analizörlerde, her üç hücre çizgisinin matür ve immatür hücrelerinin spesifik ayrım analizi için polimetin içeren birçok farklı reaktif kullanılır.

Protein (PRO)

Proteinlerin çoğu normalde kanda yer alır, çünkü glomerüler membrana sığmayacak kadar büyüktür. Ancak, bu filtreler hasar görürse, proteinüri, yani kanda idrar varlığı meydana gelebilir. İdrarda protein, böbrek hastalıklarının sık karşılaşılan bir semptomu olsa da çok spesifik değildir. İdrardaki protein düzeyleri egzersiz, ateş veya stres nedeniyle geçici olarak artabilir.

R

raporlanabilir parametreler

Reaktif hastalık

Reaktif olmayan hastalık (neoplastik hastalık, malign hastalık)

refleks testi/isteği/analizi

Daha güvenilir sonuçlar elde etmek için bir numunenin farklı veya kapsamlı bir analiz profiliyle kurala dayalı tekrar ölçümü.

Renal korpüskül

Renal korpüskül, kan plazmasının filtrelendiği yerdir. Glomerulus ve glomerüler kapsül ya da ‘Bowman kapsülünden’ oluşur. Aferent arteriyoller, 'glomerulus' adı verilen yüksek basınçlı kılcalların yer aldığı bir ağ oluşturur. Glomerüler kılcal kümesi, partikül boyutuna göre kanı filtreler ve filtrat, Bowman (glomerüler) kapsülü olarak adlandırılan çevreleyen fincan şeklindeki hazne tarafından yakalanır.

Renal tübül

Renal tübül, glomerulustan çıkan ve fonksiyona bağlı olarak üç ana bölüme ayrılan uzun ve sarmal bir yapıdır: proksimal sarmal tübül, henle kulpu (inen ve çıkan ayaklarla) ve distal sarmal tübül. Filtrat, renal tübül içinden geçtikten sonra toplayıcı sisteme devam eder.

RET-Y

Retikülosit popülasyonunun hemoglobinizasyonunu yansıtan RET-He değerini saptamak için RET saçılım grafiğinden elde edilen değer.

Reticulocyte haemoglobin equivalent (RET-He)

Klinik değer APP, retikülositleri spesifik floresans etiketleme sayesinde matürite aşamalarına (HFR, MFR, LFR) göre ölçen ve ayırt eden XN Serisi analizörlerde opsiyonel olarak sunulur.
 Opsiyonel bir trombosit sayımı da (PLT-O) yapılabilir.
RET ayrıca yeni oluşan eritrositlerin hem miktarını (eritropoietik aktivite), hem de kalitesini (hemoglobin sentezi ve birleşmesi) değerlendirerek immatür retikülosit oranını (IRF=HFR+MFR) ve retikülosit haemoglobin eşdeğerini (RET-He) belirler. Bu, diferansiyel anemi tanısı açısından önemli bir husustur. RET-He ayrıca eritrosit  hemoglobinizasyonundaki değişikliklerin erken bir göstergedir ve tedavinin izlenmesi gibi durumlarda faydalıdır.

Retikülosit üretim indeksi

RPI, anemik hastalarda eritropoietik kemik iliği yanıtını yansıtır. Tek başına RET sayımının yerine, bu indeks kullanılarak hastalardaki anemiye verilen kemik iliği yanıtının yeterliliği değerlendirilir.
 Aneminin söz konusu olmadığı durumlarda faydalı değildir.
RPI şu şekilde tanımlanır:  RPI = (%RET × HCT) : (0,45 × kandaki gün). 0,45 formüldeki ideal hematokriti temsil etmektedir. HCT'ye ait 0,45'lik bu "ideal" değerde RPI, retikülosit yüzdesi ile aynıdır; bu değer normal sağlıklı kişilerde "ideal olarak" yaklaşık %1'dir.  Yeterli kemik iliği yanıtına sahip anemik hastalarda RPI değeri > 2,0 olmalıdır.  Bununla birlikte, tersine çıkarım (RPI'nin < 2,0 olması halinde, kemik iliği yanıtının yetersiz kabul edilmesi) tam olarak doğru değildir.
Anemiye verilen kemik iliği yanıtının yeterli olduğunun iyi bir göstergesi, immatür retikülosit oranında (IRF) kayda değer bir artış ile birlikte mutlak retikülosit konsantrasyonundaki artıştır.

rölatif sayım

Bu kan hücresi sayım prensibini kullanan analizörler kan hücrelerinin sayımını belirli bir sürede oluşan puls sayısından yararlanarak belirler. Bu sistemler apertürün tıkanmasına bağlı olarak hata yapmaya eğilimlidir; bu da düzenli kalibrasyon gerektirdikleri anlamına gelir.

S

saçılan ışık

saçılım grafiği

Saçılım grafiği (bir diyagram türü) sayılan her bir hücre için iki farklı kayıtlı sinyalin birbirine karşı grafiğinin çizilmesiyle elde edilir; iki boyutlu analiz anlamına gelir. Sinyaller volümetrik empedans, yüksek frekanslı elektromanyetik enerji, optik (ileriye ve yanlara saçılan ışık) ve sitokimyasal etiketleme (lateral floresans ışığı) tekniklerinden elde edilebilir.

Birden fazla hücre popülasyonu birlikte değerlendirilip görüntülenebilir. Bu iki veya daha fazla farklı hücre popülasyonu, sabit geçitleme kullanımından daha üstün olan (WBC ayrımında) ACAS (tüm cihazlarda ve kanallarda kullanılmaz) yardımıyla birbirinden ayırt edilir.

Her hücre için ikiden fazla kayıtlı farklı sinyal söz konusu olabildiğinden, farklı hücre popülasyonlarını ayırt etmek ve görüntülemek için bunlardan birden fazla saçılım grafiği elde edilebilir.

Silendirler

Üriner silendirler büyük ölçüde Tamm-Horsfall mukoproteininden (THP) oluşur. Her gün yaklaşık 50 mg sıvı THP vücuttan atılır. Bu nedenle, idrarda THP bulunması normaldir.
Hiyalen silendirler (Hy. CAST) idrarda görülen en yaygın silendir türleridir. Silindir şeklindedir ve neredeyse saydam görünürler. Silendirler, THP mukoproteininin böbrek tübüllerinin lümeninde katılaşmasının bir sonucudur. Hiyalen silendirler idrarda, dehidrasyon, ateş veya yorucu egzersizlerden dolayı bulunabilir.
Patolojik silendirler (Path. CAST) inklüzyonlar içerir. THP'nin katılaşma sürecinde eritrositler veya tübüler epitelyal hücreler gibi partiküller var olduğunda gelişirler. Partiküller fibriler protein ağına yapışır ve bu ağ tarafından çevrelenir. Bu silendirler, böbrekte patolojik süreçler gerçekleştiğinde idrarda görülürler. Örnekler: Granüler silendirler, selüler silendirler, mumsu silendirler.

SILENT DESIGN®

Bireyleri ön plana çıkaran ve bireyler ve bireylerin her gün kullandıkları cihazlar arasındaki etkileşimi en uygun hale getirerek daha keyifli bir iş deneyimine katkıda bulunan Sysmex tasarım konsepti.   SILENT DESIGN® konseptinde, kullanıcı deneyimini sürekli geliştirmek için beş temel prensibe odaklanıyoruz: kişi - alan - yüzey - seri - uzun ömürlülük. SILENT DESIGN® ürünlerimiz olumlu deneyim oluşturmak için beş prensibin hepsini göz önünde bulundurur.

SLS (sodyum lauril sülfat) hemoglobin yöntemi

Sysmex'in potansiyel etkileşimlerde düşüşe neden olan etkin RBC, WBC ve lipit lizizi sayesinde özellikle güvenilir sonuçlar veren, siyanür içermeyen HGB ölçüm yöntemi.

Sysmex Education Enhancement and Development (SEED)

Bilim ve eğitim odaklı, klinik ve diyagnostik arka plan konularıyla ilgili özel makaleler. Konular arasında koagülasyon, hematoloji, idrar analizi, vücut sıvıları vb. yer almaktadır. Konular arasında koagülasyon, hematoloji, idrar analizi, vücut sıvıları, vs. yer almaktadır.

Sysmex Xtra (Sysmex Xtra Online)

 Bazı ülkelerde yerel bazda yayınlanan Sysmex müşteri dergisi 'Sysmex Xtra'dan yararlanılarak hazırlanmıştır. Sysmex Xtra Online, ürünler ve diğer ilgili başlıklarla ilgili çok çeşitli makalelerin yer aldığı Sysmex Avrupa Web Sitesinde yer alan bir bölümdür.

T

Tam kan sayımı

RBC, WBC ve PLT sayımları ile HGB, HCT, MCV, MCH ve MCHC değerlerinin tayininden oluşan klasik 8 parametreli hematolojik kan analizi.

tanı parametreleri

Klinisyenlere ve servislere veya laboratuvar/hastane dışındaki bağlı hekimlere iletilme amacı taşıyan, tanıyla ilgili bilgileri tek tek sağlayan parametreler.

tekrar testi/isteği/analizi

İlk ölçüm sırasında belirli analizör hataları oluştuğunda (örn. basınç, sıcaklık) analiz sonuçlarını almak için numunenin otomatik olarak tekrar ölçümü.

tekrarlanabilirlik

İmpresizyon ile ilgili: aynı koşullar altında yapılan tekrarlı seri ölçümler.

temel parametreler

Klinisyenlere ve servislere veya laboratuvar/hastane dışındaki bağlı hekimlere iletilme amacı taşıyan, tanıyla ilgili bilgileri tek tek sağlayan parametreler.

Thrombopoiesis Workflow Optimisation (TWO)

TWO streamlines the entire platelet analysis workflow in the laboratory as it optimises the triggering of PLT-F reflex tests and supports the differential diagnosis of thrombocytopenic patients and their monitoring. 

The new TWO algorithm is embedded in the Extended IPU and can be used in conjunction with the PLT-F application.

U

Üreter

Üreter, idrarı böbrekten mesaneye taşıyan bir tüptür. Her böbreğe bağlı bir üreter olmak üzere iki üreter mevcuttur.

Üretkenlik

Toplam sahip olma maliyetine ve hızlı ve yüksek kaliteli sonuçların alınmasına ağırlık verilerek entegre laboratuvar süreçlerinin optimizasyonu ve uyumlaştırılması.

Üretra

Üretranın başlangıç noktası mesanenin tabanıdır ve idrarı atılmak üzere vücudun dışına taşır. Üretra kadınlar ve erkekler arasında anlamlı derecede farklılık gösteren tek idrar yolu yapısıdır. Bunun nedeni, erkek üretrasının gerek idrar gerekse semen taşıma şeklindeki ikili görevidir.

Ürobilinojen

Ürobilinojen, bilirubin indirgenmesinin renksiz bir yan ürünüdür. Karaciğerin fonksiyonel kapasitesi bozulduğunda veya aşırı yüklendiğinde ya da karaciğer baypas edildiğinde idrarda yüksek miktarlarda salgılanır. Ancak, sıfır değeri kritik öneme sahiptir, çünkü safra kanalı tıkanıklığını gösterebilir.

Uyarlanabilir küme analiz sistemi

Sysmex'in hücre sinyallerini tek tek değerlendirme ve bu hücrelerin ait olduğu kümelerin popülasyonunu belirleme yöntemi. Bu yöntem daha fazla esnekliğe olanak tanıdığından, hastalar arasındaki biyolojik farklılıklar dikkate alınır, bu durum bilhassa hücrelerin morfolojik görünümlerinin hastalıkta değişme eğilimi gösterdiği patolojik numunelerde daha doğru ayrım sonuçlarının alınmasını sağlar.

W

WBC patolojileri

Lökosit patolojileri miyeloid veya lenfoid soyunu olumsuz yönde etkileyebilir. Reaktif ve reaktif olmayan (neoplastik veya malign) hastalıklardan kaynaklanabilirler. . Reaktif değişiklikler enfektöz veya enflamatuar hastalıkların seyrinde gözlemlenirken, malign değişiklikler lösemi, lenfoma ve diğer hematolojik maligniteleri işaret edebilir. Reaktif değişiklikler enfeksiyöz veya enflamatuar hastalıkların seyrinde gözlemlenirken, malign değişiklikler lösemi, lenfoma ve diğer hematolojik maligniteleri işaret edebilir. Lökositlerle ilgili farklı hastalıkların ayırt edilmesinde söz konusu hücrelerin hem sayılarının hem de gerçek tipinin ve matürite durumunun belirlenmesi kritik önem taşır. Tanı sürecinde önemli bir bileşen olan otomatik hematoloji analizi, doğru hücre sayımı gerçekleştirerek ve şüpheli hücre popülasyonlarını vurgulayarak hastalığın mevcut olup olmadığının belirlenmesini sağlar. Lökosit hücre hastalıklarında doğru tanının koyulması güçtür ve tam kan sayımı ve diferansiyel kan sayımından, morfoloji, immün fenotipleme ve diğer testlerden elde edilen tüm bilgilerin göz önünde bulundurulmasını gerektirir.

WPC

Beyaz prekürsör hücrelerin ölçümünü yapan ve dolayısıyla hem miyeloid hem de lenfatik akyuvar hücre anormalliklerinin iki seviyede kusursuz olarak işaretlenmesini (standart XN-DIFF UYGULAMASI ile birlikte) sağlayan klinik değer APP, mavi XN Serisi analizör tipinde opsiyonel olarak mevcuttur. Bu, yalancı pozitif numune işaretlerinin ve manuel diferansiyonların kesilmesine ve neoplastik bozukluk türleri sergileyen örneklere odaklanılmasını sağlar.

X

X Sınıfı

5 parçalı kan diferansiyelinin yanı sıra kapsamlı tanı imkanları sunan değişken dizili genişletilmiş parametreler sağlayan, XE, XT ve XS serisi modellerden oluşan, tamamı floresans akış sitometri teknolojisine dayanan bir grup otomatik Sysmex hematoloji analizörü.

XN Stem Cells

A new measurement option utilising the WPC measurement channel for the quantification of haematopoietic progenitor cells (HPC). The XN Stem Cells method has been shown to be comparable with the CD34 immune flow cytometry count in mobilised peripheral blood.

XN-BF

Farklı vücut sıvılarının otomatik ve standart ölçümü için klinik değer APP XN Serisi analizörlerde opsiyonel olarak sunulur. Bu, numunenin ön işlemden geçirilmediği ve sonuçların kusursuz şekilde çoğaltılabildiği, günün istediğiniz saatinde kullanabileceğiniz hızlı bir analiz imkanı sunar ve zaman alıcı manuel bölme sayımlarının sayısında düşüş sağlar.

WBC ve RBC kantifikasyonunun yanı sıra toplam çekirdekli hücre sayısı belirlenir ve WBC mononükleer ve polimorfonükleer hücreler halinde ayırt edilir, bu ayrım da enfektöz hastalıkların ve diğer anormalliklerin hızlı endikasyonunu destekler.

XN-CBC

Klinik değer APP, tam kan hücre sayımı analizi için XN Serisi analizörlerde standart olarak sunulur.

Çekirdekli eritrositin (NRBC) farklı bir popülasyon olarak sayımı yoluyla, standart CBC üzerinde katma değer verilir; bu ICU hastalarındaki önemli iyileşmelerin tanınmasında önemlidir ve aynı zamanda WBC sayım değerlerinin NRBC varlığından etkilenmemesini sağlar; örn. yeni doğanlarda bunların konsantrasyonu oldukça yüksektir. Bu, manuel NRBC sayımı ihtiyacını ortadan kaldırır, geri dönüş süresini hızlandırır ve standardizasyonu geliştirir.

XN-DIFF

Klinik değer APP, kan örneklerinde lökosit diferansiyel analizi için XN Serisi analizörlerde standart olarak sunulur. İmmatür granülositlerin (IG) farklı bir popülasyon olarak sayılmasıyla, yüksek hassasiyette 3 boyutlu işaretleme ve hekimlere ek tanı bilgileri sunan özel mesajlarla, 5 parçalı diferansiyel üzerinde katma değer verilir.

Gerektiğinde otomatik olarak tetiklenen özel 'düşük WBC' modu düşük WBC sayısına sahip numunelerin artan sayım miktarı sayesinde yüksek güvenilirlikle ayırt edilmesine olanak tanır.

Xtra (Xtra Online)

Y

yarı iletken lazer

Sysmex'in sonraki jenerasyon hematoloji ve idrar analizi akış sitometrilerinde kullanılan lazer tipi ('diyot lazer' olarak da adlandırılır).

Eskiden kullanılan gaz lazerlerin aksine bu lazerler daha az enerji tüketir (genellikle kırmızı ışık spektrumunda çalışırlar), çok daha kısa sürede çalışır (sistem başlatma hızlıdır) ve daha uzun ömürlüdür.

yeniden işlem testi/isteği/analizi

Güvenilir sonuçlar elde etmek için, ilk istekle aynı bir profil ile numunenin kurala dayalı tekrar ölçümü.

Yüksek floresanslı lenfosit sayımı

Sistemik hematolojik hastalıkların ekarte edilebilmesi koşuluyla, aktive hücreleri (antikor salgılayan B lenfositler/plazma hücreleri) temsil eden yüksek floresanslı lenfositlerin varlığını gösteren araştırma parametresi.
Copyright © Sysmex Europe SE. All rights reserved.